Müze Çalışma Saatleri: Pazartesi Hariç Haftaiçi 09:00 - 17:30
İcat edilen ilk vurmalı çalgılardan biri olduğundan dünyanın en eski müzik aletlerinden biri sayılabilir. Geleneksel olarak dünya müzik kültür ve tarihleri kapsamında daha çok kadın icracılar görülmektedir. ( Mezopotamya, Türkiye, Mısır ve Yunanistan’da yapılan kazı çalışmalarında kadın davulcuların tasvirlerine daha rastlanılmıştır.) Ayrıca çerçeve davulların eski zamanlardan beri şifa çalışmalarında ve dinsel törenlerde yüksek şamanlarca kullanıldığı bilinmektedir. Yine eklenebilir ki özellikle kültürel topluluklarda davulun bir ritüel içerisinde çalınması kişisel vizyonun, transın ve saf-tiz ruhun aracısıdır. Çerçeve Davullar ( Frame Drums) hakkında sizlere tarihsel birkaç hikayeden bahsedebiliriz. Davullar, eski zamanlardan bu yana icracısının tanrıları/tanrıcaları çağırmak için kullandıkları bir araçtı. Müzikolog Eren ERGÜL; burada adı geçen icracının kesinlile kadın olduğunu söyleyebilmektedir.. Zira Neolitik zamanda (MÖ yaklaşık 5600’lerde) tapınak duvarlarına boyanan kadın icracı figürleri vardır. Ve yine ekleyebilirki kadın icracı insanlık adına davul ile tanrı arasında bir arabulucu görevindeydi: Çağırıcı, aktarıcı ve uygulayıcı olarak bir ritüel içinde hareket etti ve ilahi enerjiyi bulup/alıp topluma aktarırdı. Yukarıda bahsi geçen tapınak odasının duvarında vurmalı çalgılara sahip bir egzotik insan grubu, büyük bir boğa etrafında toplanmış, dini ritüel içinde dans ederken ve davul çalarken resmedilmiştir. Resime yakından bakıldığında görebildikleriz birkaç enstrüman şunlardı: Boynuz şeklinde üflemeli bir enstrüman, çerçeve davullar, shaker’lar ve çıngıraklar. Müzikolog Eren Ergül; geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz arkeolog James Mellaart’ın çalışmalarını takip etmektedir. ( Bu ismi Anadolu’daki kazı çalışmalarında duyduğunuza düşünmekteyiz) Ayrıca yukarıda anlatılan yer ve buluntu Çatalhöyük’tedir. Mellaart, Anadolu’daki kazı çalışmalarında büyük bir tanrıçayı onurlandıran benzer figürler de ortaya çıkarmıştır. Buradan yola çıkarak çerçeve davulların kullanımının tanrıca ve kadın temelli bir geleneğin ürünü olduğunu tekrardan söyleyebiliriz. Bir başka hikaye de Sümer kaynaklarına dayanır. Sümer yazılı kaynaklarında yer alan bilgilere göre Tanrıca Inanna, çerçeve davulların yaratıcısıdır. Yuvarlak ve kare davullar ile ritimler çalıp şarkılar söylendiğini anlatan ve yine icracıların kadın olduğunu belirten açıklamalara metinlerde yer verilmiştir. Yazılı metinlerin yanı sıra Mezopotamya, Finike, Filistin ve Asur’da İştar, Asherah, Aştoret, Astarte ve Anat’a ritüel davul çalma ibadetine devam edildiğini gösteren eserler bulunmuştur. MÖ 2000 – 1500 arasında bir zamanda çerçeve davulu Mısır’a varır. İngiliz Perküsyoncu James Blades; biriken sürecin sonunda çerçeve davulların son olarak Tanrı Bes’e emanet edildiğini söyler. Ek bilgi: Bes ya da Beset. Mısır mitolojisinde bir cüce olarak tasvir edilen Bes, koruyucu bir tanrıdır. Ürkütücü görüntüsünün yanı sıra yanında çok sayıda bıçak ya da kama gibi gereçler taşıdığından dolayı kötü varlıkları evden uzaklaştırdığına hatta yatağın başucuna konulmasından dolayı da hamile ve hasta insanları da koruyup kollayan bir tanrı konumuna gelmiştir. Bir figür olarak Bes’in bir başka özelliği ise (aslında Müzikolog Eren ERGÜL’ün araştırmalarında daha önceden karşılaştığı bir durumdur) dans eden kadınların bacaklarında dövmesinin olmasıdır. Bir dansçı; Ergül’e Bes’in gülme, neşe kaynağı ve dans edenlerin tanrısı olduğunu söylemiştir.