Müze Çalışma Saatleri: Pazartesi Hariç Haftaiçi 09:00 - 17:30
Kökeni Avustralya’ya dayanan didgeridoo bir tür tulumlu trompettir. Bu anlamda ‘brass instruments’ sınıflamasında yer almaktadır. Araştırmacıların çoğu didgeridoo’nun dünyanın en eski müzik enstrümanı olabileceği tezini savunmaktadırlar. Zira eski mağara resimlerinde ve benzer buluntularda 3000-5000 yaşlarında hesaplanan didgeridoo figürleri bulunmuştur. Genel anlamda Didgeridoo, okaliptüs ağacının gövde ve uzuvlarından yapılmaktadır. Sonraki süreçte bambu gibi ağaçların da didgeridoo yapımına uygun olduğu ve didgeridoo yapımında kullanıldığı bilinmektedir. Didgeridoo’ya dair söylenmesi gereken ilgi çekici bilgilerden biri sözcüğün Aborjinler tarafından isimlendirilmediğidir. Genellikle yanlış bilinen bu bilgiye bir nevi düzelti eklemek gerekirse Didgeridoo ( öyleki pek çok farklı şekilde yazılabilir: didgeridu, dijeridu, didgerido vs.) sözcüğünün yaklaşık yüz yıl önce kesinlikle Batılılarca konulduğunu söyleyebiliriz. Ağaç gövdelerinin içi (henüz ağaç yaşarken) bir tür termit ya da beyaz karıncalar tarafından yenir. Gövdesinin içi boşalan ağaç, Aborjinlerce kesilir ( yaklaşık olarak 130 – 160 cm uzunluğunda) ve içinin temizlenmesi için suya bırakılır. Bazen içinin iyice temizlenmesi için ağaç gövdesinin içine çubuk benzeri ince dallar itilir ve bir anlamda ek temizlik işlemi uygulanır. İcra sırasında enstrümana dönüşen ağaç gövdesinin ağızlık kısmı herhangi bir yaralanmaya neden olmasın diye bal mumu veya benzeri doğal reçinelerle kapatılır. Şimdilerde özünden kopan ve popüler müzik kültürü içerinde yerini alan didgeridoo; artık doğal yollarla değil plastik, fiberglas, karbonfiber, seramik, cam,deri gibi farklı malzemelerden üretilmektedir. Müzik içeriği açısından düşünüldüğünde didgeridoo, hemen hemen her tarzda ve sınıflamada ( rock, jazz, elektronik, funk ve özellikle tekno, punk vs.) kullanılmaktadır. Enstrümanın sesi ve çalım stili düşünüldüğünde bu güzel enstrümanın kullanımında gerçekten bir sınırlama yok.