Müze Çalışma Saatleri: Pazartesi Hariç Haftaiçi 09:00 - 17:30
Bansuri sözcüğünün etimolojik kökeni bambu anlamına gelen banse sözcüğünü temel almaktadır. Hint Kültür ve Müziği’nde danslara eşlik etmek için kullanılan enstrüman, son yüzyılda vurmalı çalgılara eşlik etmek amacı ile kullanıldı. Hindu tanrısı Krishna, genellikle flüt çalan bir çoban olarak resmedilir ve genellikle büyülü veya baştan çıkarıcı güçlerle ilişkilendirilir. Bu anlamda Bansuri, Hint müziği ve mitolojisi tarihinde seçkin bir yere sahiptir. Hint Kültürü ve Müziği’nde üflemeli çalgılar 16.yy’a kadar bansuri'ye ek olarak birçok farklı isimle de bilindi ve kullanıldı: algoza, bansi, kolalu, kolavi, kukhl, murali, nar, pava, pillankuzhal, pillangrovi, pulangoil, vanu ve vamsi. 1940'larda Pannalal Ghosh, daha rafine bir flüt yapmakla ilgilenmeye başladı. Boyut ve malzemelerle çok fazla deneme yaptıktan sonra, 7 ton deliği ve orta C'nin (4.do) üzerinde E'de (4.mi) bir toniği olan 32 inç uzunluğunda bir bambu flüte yerleştirdi. Bu enstrüman, Kuzey Hindistan klasik müziği için standart bansuri haline geldi. 1960 yılındaki ölümüne kadar, Pannalal Ghosh; Hint Klasik Müziği’nde tanınmış tek flütçüydü ve Bansuri'yi vokal gelenekten çıkarıp bir konser enstrümanı seviyesine yükseltti. Yeni nesil Klasik Bansuri sanatçıları arasında Pannalal'ın başlıca öğrencisi Devendra Murdeshwar da vardı. Bu ikinci kuşağa ayrıca Pannala Ghosh, Vijay Raghav Rao ve Hariprasad Chaurasia'dan etkilenen Raghunath Seth de dahil oldu. Ayrıca Kuzey Klasik Hint müziği üzerine çalışan tanınmış Amerikalı çağdaş Bansuri sanatçıları arasında Steve Gorn, Lyon Leifer, David Philipson ve John Wubbenhorst yer alır. Ek: Güney Hindistan’da bambudan yapılmış sekiz ton deliği bulunan bir flüt daha vardır. Bu enstrüman Bansuri’den daha küçüktür. Genellikle Bansuri ile karıştırılan bu enstrüman aslında Pulangoil (Tamil Dili) ya da Venu (Sanskritçe)’dür.