Müze Çalışma Saatleri: Pazartesi Hariç Haftaiçi 09:00 - 17:30
Tarihi ve gelişim süreci incelendiğinde yaylı tanbur, ilk olarak Abdülkadir Meragi’nin eserlerinde ‘nâyî tanbûr’ ismiyle karşımıza çıkmaktadır. Meragi’nin enstrüman tarifine göre enstrümanı tanburun yayla icra edileni olarak açıklaması, yaylı tanburun ilk halinin armudi gövdeye sahip, iki ya da daha fazla tele sahip, uzun saplı ve tamamıyla ağaç bir enstrüman olduğunu düşündürmektedir. Tanburun, Tanburi Cemil Bey tarafından da çalınmış ve 1900’lü yılların başında ilgi de görmüştür. Fakat bu durum yaylı tanburun, Tanburi Cemil Bey tarafından icat edildiği kanısını uyandırmakta ve maalesef birçok kaynakta doğru bilgi olarak yansıtılmakta. Artık biliyoruzki 15.yy’da Meragi tarafından verilen bilgiler Türk Müziği’ne ait ilk yazılı kaynaklardandır. Genel özellikleri bakımından yaylı tanbur 104 ia 110 cm uzunluğudadır ve 120 cm ip uzunluğu bulunur. Hareketli perdeleri bulunan enstrümanın eklenip çıkarılabilen 24 ila 31 arası perdesi bulunur. 1930’da Zeynel Abidin’in cümbüşü icat etmesi Türk Müziği’nde köklü sayılabilecek değişikliklere yol açmış ve yaylı tanbur da bu anlamda bir yeni evrim göstermiştir. Ses kalitesinin ve tını özelliklerinin artırılması bakımından Yaylı Tanbur’un gövde ve ön kapak kısmı tıpkı cümbüş’te olduğu gibi aleminyum olarak yapılmaya başlanmıştır. Yine de bazı icracılar gelenekten yana olup eski tür yaylı tanburu kullanmaya devam etmişlerdir. Sonuçları ele aldığımızda yaylı tanburun iki türü var diyebiliriz.