Müze Çalışma Saatleri: Pazartesi Hariç Haftaiçi 09:00 - 17:30
Ney(Nāy); Orta Doğu (Arapça, Türkçe ve Farsça konuşulan bölgeler) ve Orta Asya'nın yatay eğimli ve uçtan üflemeli bir aerofonudur. Ek olarak benzer enstrümanlar Güneydoğu Avrupa’da da bulunur. Bu enstrümanın temel tasarımı çok eskidir ve kökeni MÖ 3.yy Eski Mısır'ına kadar uzanır. Günümüze kadar gelen halinde bile tasarım olarak herhangi bir değişiklik olmadı. Fakat onu kullanan topluluklarda farklı icra şekilleri ve repertuvar çalışmaları gelişti. Yine de tarihsel olarak popüler yaygınlığı 7. yy sonrası İslamiyetin yayılması ile ilişkilendirilmiştir. Ney; silindirik bir şekil ile sekiz düğümden ve toplamda dokuz parçadan oluşan ve İran kamışından yapılan bir enstrümandır. Türkiye'deki neylere ek olarak kamışın ucuna ağaç, boynuz ya da plastikten yapılmış bir ağızlık da takılır. Enstrümanın altı parmak deliği ve arka tarafında da başparmak deliği bulunmaktadır. Enstrüman ayakta ve otururak çalınabilir. İcracı ney’i sağa doğru eğik bir açıyla tutar ve alt dudağını eğimli kenarın ucuna yaslar. Konumlama olarak sağ el yukarıda sol el ise aşağıda bekler. İyi bir icracı herhangi bir neyden ( çalınacak makama göre boyutları özel isimlerle bilinir) üç oktavlık bir genişlik elde edebilir. Günümüzde bu tür aerofonlar, kendi kültürel bölgelerinin kentsel sanat / klasik müziğinin icrasında hem solo hem de topluluk enstrümanı olarak kullanılmaktadır. Türkiye'de ney, Sufilerin Mevlevi tarikatının samā ' rituellerinde kullanılır; Mısır'da ise Sufi ritüellerinde kawala adı verilen ve daha kısa olan ney kullanılır. Yine eklenebilirki boyutları değişken sayısız ney türü halk müziği geleneklerinin de bir parçası olmuştur. Geleneksel olarak sadece erkeklerin çaldığı bir enstrüman olsa da son yüzyılda Türkiye’de kadın ney icracılarının da olduğu görülmektedir. 13.yy Türk Sufi şairi Rumi’nin metaforik bir temsili ney ile insan vücudunun birleşimi şeklindedir. Ve insanın, yaradan ile kavuşma çabası ile ilişkilidir. Bu anlamda enstrümana farklı anlamlar da yüklenmiştir.